14 Kasım 2011 Pazartesi

İstifa Bazen Hizmet Değil Zorunluluktur- Lütfen Bırakın


Yine çile, yine kahır, Yine Göztepe. Hava soğuk. İzmir ayazı can yakar bilirsiniz. Takım da umut ışığı yok ama yine 4000 civarı Göztepeli tribünde. Maç başladıktan 5 dakika sonra anladım ki sahadaki futbolcular dahil kimse ne oynadığını, hangi sistemde oynadığını, neyi hedeflediğini bilmiyor. Tamam tesisler yetersiz ama bir takımın fizik kondisyonu için de Güzelyalı sahil bile yeterli olabilir. 5 yıldızlı tesislere de gerek yok. Takım genel olarak çökmüş. Zaten sezon başından beri takımın sistemi, taktiği yok ya da  biz anlamıyoruz. Futbol direktörüyle teknik direktörümüz belki uzay futbolu oynatıyorlardır. O da benim cahilliğim olsun. Ama moral olarak da eksilerde, fizik olarak da eksilerde.
Maçın başında biraz baskı yapar gibi ol Göztepe ama o kadar. 20-30 arası biraz bastırdı ve art arda birkaç pozisyon yakaladı. Ondan sonra yine durdu. Hiçbir hocanın takıma atağa çıkmayın diye bir taktik verebileceğini düşünemiyorum ama aklıma başka bir şey de gelmiyor. Çünkü akılla ya da mantıkla açıklayamıyorum. Herhalde burada cahilliğim ortaya çıktı.
Neyse ikinci yarı başladı. Neden kadroya girmediğini anlamadığım murat Berge bu sezon ilk kez forma giydi ve kendisine oynatmayanları resmen utandırdı. Belki çok iyi oynamadı 10 haftadır sağ tarafta oynayan herkesten 1 level daha iyi oynadığı kesin. İkinci yarının başlarını yeni geçmiştik ki iki stoperin arsına atılan toptan golü yedik. Ondan sonra her hafta ki film tekrar oynamaya başladı. Orta boylu forvetlerimize defansın devasa stoperlerinden rahat rahat! top alabilsinler diye hava toplarını atmaya başladı geridekiler. Ayrıca yine tekrar oynayan başka bir bölümde yaratıcı, zeki ve hücum özellikleri olan bir orta saha oyuncusun olmadığı orta sahanın ileriye atmaya çalıştığı pasları izledik. Tabi ki 10 haftada olmadığı gibi yine olmadı. Son dakikada gelen gol sadece taraftarın tepkisini daha da arttırmaktan öteye geçmedi. Son olarak bütün takım rakip ceza sahasındayken paslaşılarak kullanılan serbest atışlar ya da ön direğe kullanılan kornerler sadece bize saç baş yoldurur o kadar.
Gelelim başlığa yani istifa meselesine. Şu saate kadar herhangi bir haber gelmiş değil. Herhalde birkaç güne kadar belli olur herşey. Ama orta da bir başarısızlık varsa bunun bir faturası da olmalı bir de bunu ödeyecek birileri. Hani bir söz vardır ya "istifa da bir hizmettir." diye. Geldiğimiz bu nokta da artık istifayı hizmet olarak görüp de bunu bir lütuf olarak sunma zamanı çoktan geçmiştir. Madem profesyonel bir yapı var kulüpte istifa da işin getirdiği bir zorunluluktur. Bunu da uygulamak için patronun iki dudağının arasına bakılmaz. Bu takımın oluşturulmasında kimlerin katkısı varsa o insanlar ceketlerini alıp artık yavaş yavaş G.Yalı'daki kulüp binasından ayrılma zamanları gelmiştir. Her kaldıkları gün hem kendilerine hem takıma hem kulübe artı hiçbir şey kazandırmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder