15 Eylül 2012 Cumartesi

Atalay Abi


Atalay gideli 16 yıl olmuş. O eylül sabahı zihnimde sanki dün gibi. Karşı apartmandan Murat Abi'nin sesi titreyerek babama seslenmesi ve "Abi Atalay ölmüş" demesi ve hıçkırarak içeri koşması. 10 yaşındaki benim daha önce karşılaşmadığım bir şeydi. Kendimi bildiğimden ilk defa ölümle karşılaşıyordum. Sanki mahallemden bir komşum, bir abim öbür tarafa göç etmiş gibi hissettim. Az karşılaşmamıştık Gürsel Aksel'de. 10 yıllık bedenimin göğüsünde derin bir boşluk hissetmiştim. Tabi o zaman bilmezdim boşluk ne eksiklik ne. Büyüyünce anladım bu kötüleri. Gidenlerin mutlaka ve mutlak bir yerlerde bıraktıkları izleri büyüyünce tanıdım. Atalay'ın da gidişi de bende ki izlerden biridir.
Daha fazla ne nasıl anlatılır bilemiyorum. Çok bulanık anılarım var o zamanlarla alakalı. Sadece hatırladığım her golünden sonra tribüne koşan, Göztepe armasını seven ve onun için oynayan güzel bir insandı. Gidişi çok erkendi. Kendi hayatı içinde, bizim içinde çok erkendi. İnternette karşılaştığım Göztepeli bir kardeşimin yorumu belki de en dokunaklısı "Atalay gelecekti, dertler bitecekti". Ne Atalay çıktığı seyahatten dönebildi, ne ailesinin dertleri ne de Göztepe'nin dertleri bitti. Hatta kalanlar için gidenlerin boşluğu her gün daha da artar.
Atalay Abi sen bizi yukarıdan Gürsel Kaptan'la izliyorsun. Belki de o bizde kızdıkça onu sakinleştiriyorsun, bizi savunuyorsun. Belki de Göztepe Efsanesi'ni ilk ağızdan dinliyorsun. Neyse sen merak etme. Kulubün unutsa da ya da aklından çıksa da bu taraftar, bu arma durdukça sen de buradasın Atalay Abi Gürsel Aksel'de, Alsancak Stadı'nda, Güzelyalı Sahili'ndesin, Antalya Stadı'nda da beraberdik, sen de ağladın bizimle beraber Aliağa maçıyla amatöre düşerken de. İsyan Marşı yazılırken sen de oralardaydın, beki de fısıldadın bir iki satır.  Aramızdasın Atalay Abi, hep bizimlesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder