Altınbaş Holding. Türkiye’nin en büyük holdinglerinden. Bir çok
sektörde yer alan başarılı markalar yaratan bir aile şirketi. Bu kadar başarılı
olduklarına göre iş hayatının kurallarına göre yönetilen bir organizasyon. Hasbelkader
İzmir’le ve Göztepe ile yolları kesişmeden evvel adını pek duymasak da bu
onların başarısız olduğu anlamına gelmez. 2007’den beri de Göztepe A.Ş.'nin
sahibi Altınbaş ailesi ile kimi zaman iyi ama çoğu zaman da eleştirel ve kötü
ilişkiler.
Şimdi Göztepe ile yukarıda anlattıklarımı bağlayayım.
Altınbaşlar Göztepe’yi satın aldıkları andan itibaren yaptıklarının bir özetini
dün tekrar yeniden yine gördük. Göztepe adeta mahallenin zengin çocuğu gibi. En
güzel top en güzel ayakkabı en güzel forma onda ama kimse onunla oynamaz ya, çünkü
oynamayı bilmez. Ligin üstünde bir kadro, Türkiye çapında bir taraftar
topluluğu, sağlam bir maddi yapı ama ortada başarı yok.
Her yıl tekrarlanan senaryo bu sene de vizyonda. Sonunda şampiyonluk
gelebilir, -zaten bu takımın şampiyon olmaması gariptir- sorun o değil. Holding
satın aldıktan sonra önce başkan atadı, sonra futbol direktörü atadı, sonra
ilk başkan gitti ardında futbol direktörü makamı kaldırıldı. Holding başkanı
geçti başa olmadı, şimdi de aileden biri var. İlk zamanlardaki hatalar ve
acemilikler anlaşılabilir. Sonuçta hepimiz ilk kez araba kullandığımızda
arabayı stop ettirmişizdir. Ancak aradan bu kadar zaman geçtikten sonra hala
aynı hatalar devam ederse orada bir sıkıntı vardır. Oyuncular, hocalar,
menajerler hep aynı tas aynı hamam. Artık
altınbaş ailesinin anlaması gereken şu. Bu iş herhangi bir şirket yönetmek gibi
değil. İstediğin adamı getirecek gücün var
istediğin hocayı da getirirsin hatta istediğin ünlüyü direktörde
yapabilirsin. Ama ruhu transfer edemezsin onu oluşturmak zorundasınız. Spor tarihi en maliyetli en yetenekli
kadroların nasıl başarısız olduğu örnekleriyle dolu. Takım ruhu, arkadaşlık ve
fedakarlık transfer edilemeyecek en önemli kavramlardır. Altınbaşlar'ın anlaması gereken şu ki artık ruh
oluşturma zamanı. Her tuttuğunu transfer edip de sonra isyan etmekle olmaz bu
iş. Bu kadar zamanda öğrenemedikleri bu.
Biraz dünkü maç. Sahada birbiriyle uyumsuz 11 adam.
Yıllardır izlediğimiz tek forvet 2 ön liberolu sistem. Anlamadığım hocalar
değişiyor taktik aynı. Sözleşmelerinde madde mi var bu adamların? Maç berabere
gidiyor, kendi evindesin, binlerce taraftarın önünde koca maç boyunca hala tek
forvet. Arkadan desteklersen tek
forvette başarılı olur ama orta sahada top yapamayan adamlar, kanatlara
gitmeyen top, orta yapamayan Halil, slow-motion kaleci. Daha sezon başı
sayılır. Hemen sabırsızlık yapıp asmak kesmek doğru değil ama yolunda gitmeyen
şeyler olduğu çok açık. Hoca yeterli mi benim ciddi kuşkularım var. Bu takımın
başarılı olması için önce ruhu
oluşturabilmek lazım. Bu ruh da her sene değişen hoca ve oyuncularla çok zor. Taraftar
sabırsız olabilir hele bu Göztepe taraftarıysa normal bile karşılanabilir ama
sahada top oynayanların ruhsuz olması kabul edilemez. Ali Küçik uzatma
dakikalarında sakatlandım diye yerden kalkmıyorsa bu iş olmaz. Beğenin
beğenmeyin bu takımda en büyük mücadeleyi en büyük isyanı -geldiği takımı, ilk
başlarda gördüğü tepkiyi de hesaba katarsak- Şaban yapıyorsa başkanın da
hocanın da şapkaları önüne alıp düşünmeleri ve hatayı görmeleri lazım. En az 5-6 oyuncunun Şaban gibi oynaması lazım
başarı için.