Perşembe akşamından sonra Güzelyalı'da herkesin yüzünde hala o mağrur ifade var. O muhteşem manzarayı gören insan zaten ya gurur duyar ya özenir ya da çaresizce izleyip sessizce evlerine dağılırlar. Evet hepimiz gururluyuz ama bu gururun sebebi ne atılan goller ne kazanılan kupalardır. On binler hiç bir davet almadan sadece arma için, sarı kırmızı renkler için perşembe gecesi sahilde bir kez daha gurur ateşini yaktılar. Size bu blogta bugüne kadar görüneni değil de görünenin arkasındaki gerçeği yazmaya kendimce gördüklerimi anlatmaya çalıştım. Şimdi de elimden geldiğince onu anlatmaya çalışayım.
Şimdi biraz görünenin arkasına bakmaya çalışacağım. Başarısız bir sezon geçirdik malumunuz. Biraz da korktuk hatta. 3. hocayla sezonu tamamladık. 30'dan daha fazla futbolcu oynadı, istikrarın i'si bile yanımızdan geçmedi. Sahamız kapandı diyeceğim ama Dişi Göz Gözler İzmir'deki çoğu tribünden daha iyilerdi. Bazı kıt akıllılar neyin kutlaması diye düşünüyorlardır mutlaka çünkü ortada el emeği göz nuru bir şey yok. Biz var olmamızı kutluyoruz. Biz ayakta kalmamızı kutluyoruz. Biz herşeye rağmen biz olmayı başarabilmemizi kutluyoruz. Biz ıssız kuytu köşelerde ant içtiğimiz için bugün buralarda olduğumuzu kutluyoruz. Yoksa başarılar gelip geçer, şampiyon olursun, küme düşersin ama önemli olan karakterinden ödün vermeden ayatka kalabilmektir.
Son bölümde ise karşıdan nasıl göründüğümüzü anlatmak istiyorum. Mutlaka bu manzara karşısında tansiyonu düşen, afallayan çok olmuştur. Bazıları da işaret fişeği atarak organizasyonu bozmaka için ellerinde ve akıllarından geleni yapmaya çalıştılar. En azında kontrada olsa bir meşale şov beklerdim onlardan. Çünkü 14 Haziran Göztepe'nin kuruluş günüyse karşının da var olma günüdür ve bunu onların da kutlamaları gerektiğini düşünüyorum.Zaten fotoğraf herşeyi anlatıyor. Biz yaparız, biz yakarız onlar sadece izlerler...
Not: Son fotoğraf için www.gozgoz.tv sitesine teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder