12 Aralık 2011 Pazartesi

Yine Bize Hüsran



Malum aralık ayındayız. Akşam ayazı dondurmaya başladı artık. Buna rağmen 8 bin Göztepeli maçta. Takım son haftalarda kazanmış arada iyi de oynamış. Herkes acaba bu sefer başladı mı şampiyonluk yürüyüşü diye tribünlerde konuşuyor kendi aralarında. Tribündekiler de biraz Göztepe'nin oyunuyla ısınmayı umut ediyorlar. Herkesin hesabı aynı. Devre olana kadar bütün maçları kazanıp ikinci yarıda daha umutla ve cesurca başlayalım.   Takımlar sahaya çıktığında son haftalardaki ilk 11'in değişmediğini görüyoruz. Kazanan takım bozulmaz kuralı için olduğunu zannetmiyorum bu durumun. Sadece eldeki kumaştan terzinin çıkartabildiği elbise bu. yukarıda fotoğraftaki futbolcuların yerlerine grecek yedekte oyuncuların sayısı bile en fazla 2'dir. Zaten terzi de sadece birini değiştirdi.
Gelelim tekniğe taktiğe. Artık kanıksadığımız manzara ikinci yarıda kendisini gösterdi. Geriden uzun toplarla Türker'in iki stoper arasından alabildiği toplara bel bağlamış bir Göztepe.Herhalde geriye kalan 2 hafta daha bu manzarayı göreceğiz. Devre arasındaki transfer politikasını beklememiz gerekiyor. Ama ilk yarıda o bile yoktu. Anlamsız bir şekilde ürkek, korkak, ne yaptığını bilmeyen bir takımdı Göztepe. Sadece sözlük karşılığı olduğu için derbi olan bu maçta ilk yarıdaki oyun kabul edilemezdi. Zaten ilk yarıda gelen golü telafi edebilmek için bastırdığı dakikalarda gelen golle 3 puan İzmir ayazına karıştı, atmosfere gitti. İkinci yarı biraz Buca geri çekildi, biraz Göztepe dişini gösterdi o kadar. Ama işe yaramadı, üç puan Buca'ya gitti. Sonuçta bu derbiciği kaybettik.  Ama ne olursa olsun Göztepe'nin büyüklüğü hiç bir şekilde İzmir'de kimseyle kıyaslanamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder