30 Aralık 2011 Cuma

Yeni Yıl




 Yarın yılbaşı. İyi başlayan ama kötü biten bir yılı daha geride bıraktık. Büyük Göztepe camiasının yeni yılını gönülden kutluyorum. Yeni yılın Göztepemize başarı, huzur getirmesini diliyorum.


Ayrıca teknik kadro ve futbolcu arkadaşlara bir şeyler söylemek istiyorum. Yeni yıl sakatlıktan uzak, başarılı ve bol gollü geçsin. Sayın Cihat Hoca umarım sezon sonunda seninde adını Oktay Çevik'in yanına yazarız. Futbol takımımızın posterini de sezon sonunda efsanelerin yanına asmak dileğiyle. Herkese iyi yıllara ama Göztepe'ye ve bize daha iyi yıllar.

28 Aralık 2011 Çarşamba

Tombala


Malum yılbaşı çok yakın. Hepimizin aklına yılbaşı deyince mutlaka tombala gelir. Ailece oynanan ve benim de çok sevdiğim ve inanılmaz eğlendiğim bir oyundur. Sanırım işi Göztepe Spor Kulübü'nü yönetmek olan insanlarında transferleri gerçekleştirirken uyguladıkları bir yöntem bu tombala oyunu. boşta olan futbolcular ve teknik direktörlerin ismi kağıtlara yazılarak bir torbaya atılıyor ve rastgele yapılan çekiliş sonucunda adı çekilenlerle antlaşma yapılıyor. Yoksa bu kadar birbiriyle alakasız yapılan işin başka türlü açıklaması olamaz. Raşit Çetiner'le görüşen gündeminde Metin Diyadin olan bir kulübün listesinde Cihat Arslan en son da yer alır ya da almaz. Eğer bir kulüp Raşit Çetiner'den Cihat Arslan'a geçiyorsa orada ne futbol aklından ne de mantığından bahsedilir.

Bu konuda ön yargılıyım ancak kişisel olarak Cihat Arslan'ın gerek futbol bilgisi gerekse kariyer olarak Göztepe'yle amaç ve başarı birliği yapabileceği kanısında değilim. Herşey bir kenara bir Göztepe- Karşıyaka maçında tribünümüze yaptığı hareketten sonra bu koltuk için düşünülmemesi gerekliydi yine kişisel olarak. Dedim ya başarısız olacağı kanısındayım diye. İnşallah sezon sonu çok farklı bir yerde ligi bitiririz ve başarılı oluruz ben de bu yazının çıktısıyla Cihat Hoca'ya giderim ve özür dilerim. Buradan da bir özür mektubu yayınlarım. Herşey tek, büyük Göztepe için. Umarım bu yazının çıktısı mayıs sonunda elinizde olur cihat Hoca  ve bu satırları okuyor olursunuz.

Özür

Pazartesi sabahı Raşit Çetiner'le anlaşıldığına dair gelen haberlerden sonra ben de heyecana kapılarak bu blogtan kesinleşmemiş bu olayı sanki kesinmiş gibi yazıp sizleri de bir nevi- istemeden de olsa- kandırmış oldum. Bu durum için çok üzgünüm .Bütün takipçilerimden ve okuyucularımdan teker teker çok özür diliyorum.

22 Aralık 2011 Perşembe

Giderken



Biraz önce Özcan Kızıltan'ın istifa haberi geldi. Çok geç kalmış bir karardı, çok zaman kaybedildi ama olsun. Zararın neresinden dönersek kardır. Her iki tarafa da hayırlı olsun. Aslında sezon ortasında antrenör değiştirilmesine karşıyım ancak bazı durumlarda istifa ya da görevden alma zorunlu hale geliyor. Özcan Kızıltan 1,5 sezonda Göztepe'yle 50 lig maçına çıktı. Bu maçlardan 27 galibiyet 11 beraberlik ve 12 mağlubiyet aldı. İlk sezonun 2. Lig şampiyonu oldu ama aynı performansı ikinci sezonunda -en azından ortasın kadar- gösteremedi. Neyse artık bu defter kapandığına göre yeni bir sayfa açmak lazım. Yeni Asır'a! göre Kızıltan'ın yerine üç aday var. Eski futbolculardan Metin Diyadin ve eski hocalarımızdan Ümit Kayıhan ve Erol Azgın. İlk etapta, şayet bu haberler doğruysa yönetim, camiayı tanıyan insanlardan yana tercihini kullanacakmış gibi görünüyor. Benim tercihim önce Ümit Kayıhan sonra da Metin Diyadin. Tamam Erol Azgın geçen sene GBB'yle hiç de fena olmayan bir sezon geçirdi ama bizden ayrılması da çok eski değil ve bence o kalibrede değil.
Her şey bir kenara bu değişiklikle Göztepe'ye yakışan bir ikinci yarı geçiririz.

20 Aralık 2011 Salı

Değerlendirme



OGBMAYA
1.ELAZIĞSPOR1693422111130
2.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş.168622719830
3.AKHİSAR BELEDİYE GENÇLİK VE SPOR168532216629
4.KASIMPAŞA167722418628
5.KAYSERİ ERCİYESSPOR167632416827
6.KONYASPOR16691148627
7.BOLUSPOR166821714326
8.BUCASPOR166552420423
9.ADANASPOR A.Ş.166461917222
10.GAZİANTEP B.Ş. BLD.SPOR165652018221
11.KARŞIYAKA165471817119
12.KARTALSPOR165471516-119
13.GÖZTEPE A.Ş.165381921-218
14.TKİ TAVŞANLI LİNYİTSPOR165381620-418
15.DENİZLİSPOR164572027-717
16.SAKARYASPOR A.Ş.163581528-1314
17.GİRESUNSPOR161871223-1111
18.İSTANBUL GÜNGÖRENSPOR1605111029-195
Bugünkü yazımın konusu ilk yarı değerlendirmesi. Önce rakamlara bakalım.
Ligin ilk yarısını Göztepe liderden 12, 6.'dan 9 ve düşme potasından 4 puan uzakta 13. sırada tamamladı. Sezona süper Lig parolasıyla başlayan bir takım için sırf bu durum bile başlı başına irdelenmesi gereken bir durumdur. 16 maçta atılan 19 gol ve yenilen 21 golün anlamı ise yemeyen ama atamayan bir takım görüntüsüdür.  Lig ortalamalarına göre atılan gol az ama yenilen gol de çok fazla değil. Burada ligin genel temposunun düşük olması, takımların -ki Göztepe'de dahil- öncelikle defansı düşünmesi, zeminlerin acınası hali de önemli etkenlerden. 
Gelelim oyun kısmına. Öncelikle herkesin hem fikir olacağı nokta. Göztepe hücum etmeyi unutmuş. Kanat bindirmeleri ya da oyun prensibi olarak kanatları kullanmak teknik direktörün lügatında yok herhalde. Aslında bunun sinyallerini kadro kurulurken vermişti. Kadroda etkili kanat oyuncusu olarak sadece Aydın var. Tam da ne kadar etkili, bu adam ne yapmak istiyor diye düşünürken sakatlandı ilk yarının çoğunda kadroda yer almadı. Bunları neden anlatıyorum.Modern futbolu birazcık kavrayabilen herkes bilir ki kanat hücumları en tehlikeli hücumlardır. Göztepe ise ligin ilk yarısında göbekten hücum etmeyi denedi devamlı. Savunma oyuncularının cepheleri size dönükken topa müdahale edebilmeleri, pozisyon almaları çok daha kolaydır. Ortadan hücum edebilmek için orta sahada en az bir tane hücuma dönük oyuncu bulundurmak gerekir. Maalesef takımımızda böyle bir oyuncu yok. Son haftalardaki orta saha kurgumuzda yer alan Şamil ve Hakan defans işini halleden ve mücadele eden oyuncular. Kaptan İlhan ise her ne kadar hücumda bir şeyler yapmaya çalışsa da futbolcu özellikleri bu alandaki yetenekleri sınırlıyor. Hele birde orta sahamızın bu sınırlılığıyla beraber rakip baskısı vs. sebeplerinden dolayı uzun topla çıktığımız zamanlar atılan toplar hemen hücum olarak geri dönüyor. Tek forvet olarak Türker rakibin iki stoperi arasında resmen eziliyor. Bradley'in ise sol açıkta değerlendirilmesini anlamakta zorluk çekiyorum. Defansta ise kabaca daha başarılı görülen Göztepe çoğu zaman bireysel hatalardan gol yedi. Bu takımın esas savunma ikilisinin Bülent-Emre olduğunu düşünüyorum. Anıl ve Fuat ise ancak bu ikilinin yedeğidir. 
4-3-3 sistemini oynayabilmek için iki kanattaki oyuncuların süratli, adam geçebilen ve gol vuruşlarının da en azından vasat olması gerekir. Emre ve Bradley esas olarak uç forvet oyuncuları. Zaten kadronun genel yapısında da böyle oyuncular yok. Acilen sistemin değişmesi gerekir. Onun için de bütün taraftarların konuştuğu gördüğü bu gerçekleri görecek ve asıl önemlisi de işi bu olan teknik direktörün değişmesi gerekir.
Son olarak sakatlık konusu. İlk yarıda takımın bir kısmı darbeye bağlı olmayan diz bağları sakatlıklarından uzun süre top oynayamadı. Sakatların çoğu da takım için önemli oyunculardı. Bu taraftar tesis tesis diye yırtınırken sadece önünden geçerken tabelasına bakıp gururlanmak için istemedik tesisi. El alemin bozuk zeminli tesisi bile ancak bu kadar adam ediliyor ve sonuç ortada. Büyük umutlarla alınan Aydın, Bismark İdan ve diğerlerinden ilk devre boyunca yararlanılamadı.
Devre arası gelmişken bu teknik direktör konusunun acilen çözülmesi gerekiyor. Taraftarla teknik direktör arasında artık köprüler atılmış, her maç sonuç ne olursa olsun tepki gösteren taraftarın bu davranışının artık değişeceğini zannetmiyorum. teknik direktör kendi doğrularına körü körüne bağlı ve her eleştirinin inadına aynı şeyler de ısrar ediyor. Bir gözlemim de, futbolcuların gol sevinçlerinde hiçbir zaman teknik direktöre koşmaması. Bence futbolcularla da arası çok iyi değil. Sonuç olarak takımın taze bir kana ihtiyacı var. Birkaç takviyeyle de ikinci yarı yukarılara doğru tırmanabilir ve sezon başı hedefleri için mücadele edebilir. Fakat gelecek olan teknik direktörün kamuoyu tarafından tanınması ve başarılı olması lazım. Geçmişte olduğu gibi
stajyer, kimsenin tanımadığı bir antrenörle ligin geri kalanı zor geçer. Camianın kabul edeceği bir isimle kaybedilen heyecan yeniden yakalanabilir. Benim aklıma gelen Ümit Kayıhan ya da Metin Diyadin'dir. İkisi de taraftar ve camia da kabul gören, sevilen insanlar.

18 Aralık 2011 Pazar

Kabak Tadı

Bir maç eksiğiyle Bank Asya 1. Lig'in ilk yarısını tamamladık. Sezona her zaman ki gibi şampiyonluk parolasıyla başladık ama ilk yarıyı 13. sırada bitirdik. 16 maçta sadece 5 galibiyet, 3 beraberlik ve 8 mağlubiyet. Bugünkü Konya maçının da genel tabloya bir mağlubiyet eklemekten başka bir işlevi yok. Hiçbir varlık gösteremeden kaybedilmiş bir maçtan sonra TD Özcan Kızıltan'ın yine eksiklerden dert yanması ise artık kabak tadı vermeye başladı.Üç puan için gidilen bir deplasmanda maç kaybedilince eksiklerden bahsetmek tutarsızlık değil midir? Kazanmaya gidiyorsanız takımınız eksik değildir en düz mantıkla. Takımınızda sakatlar olsa bile takımınıza güveniyorsunuz demektir.

Sayın Kızıltan bizi kandırmaya çalışmaktan lütfen vazgeçin. Zira sizin söylediklerinizin bizim gözümüzde pek bir değeri kalmıyor. Ayrıca bir şeyden daha vazgeçmenizi istiyorum naçizane.Eğer başarısızlığınızı daha da perçinlemek ve taraftarı daha da çileden çıkarmak istemiyorsanız teknik direktörlük koltuğundan vazgeçin.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Yine Bize Hüsran



Malum aralık ayındayız. Akşam ayazı dondurmaya başladı artık. Buna rağmen 8 bin Göztepeli maçta. Takım son haftalarda kazanmış arada iyi de oynamış. Herkes acaba bu sefer başladı mı şampiyonluk yürüyüşü diye tribünlerde konuşuyor kendi aralarında. Tribündekiler de biraz Göztepe'nin oyunuyla ısınmayı umut ediyorlar. Herkesin hesabı aynı. Devre olana kadar bütün maçları kazanıp ikinci yarıda daha umutla ve cesurca başlayalım.   Takımlar sahaya çıktığında son haftalardaki ilk 11'in değişmediğini görüyoruz. Kazanan takım bozulmaz kuralı için olduğunu zannetmiyorum bu durumun. Sadece eldeki kumaştan terzinin çıkartabildiği elbise bu. yukarıda fotoğraftaki futbolcuların yerlerine grecek yedekte oyuncuların sayısı bile en fazla 2'dir. Zaten terzi de sadece birini değiştirdi.
Gelelim tekniğe taktiğe. Artık kanıksadığımız manzara ikinci yarıda kendisini gösterdi. Geriden uzun toplarla Türker'in iki stoper arasından alabildiği toplara bel bağlamış bir Göztepe.Herhalde geriye kalan 2 hafta daha bu manzarayı göreceğiz. Devre arasındaki transfer politikasını beklememiz gerekiyor. Ama ilk yarıda o bile yoktu. Anlamsız bir şekilde ürkek, korkak, ne yaptığını bilmeyen bir takımdı Göztepe. Sadece sözlük karşılığı olduğu için derbi olan bu maçta ilk yarıdaki oyun kabul edilemezdi. Zaten ilk yarıda gelen golü telafi edebilmek için bastırdığı dakikalarda gelen golle 3 puan İzmir ayazına karıştı, atmosfere gitti. İkinci yarı biraz Buca geri çekildi, biraz Göztepe dişini gösterdi o kadar. Ama işe yaramadı, üç puan Buca'ya gitti. Sonuçta bu derbiciği kaybettik.  Ama ne olursa olsun Göztepe'nin büyüklüğü hiç bir şekilde İzmir'de kimseyle kıyaslanamaz.

Askerin Hası Güzelyalı'dan Çıkar!!!




Yarın itibariyle bir süreliğine semtimizden ayrılarak vatani görevlerini yapacak olan çok sevdiğim arkadaşlarım, kardeşlerim Mert ve Erdem'e hayırlı teskereler diliyorum. Ayrıca ailelerine bekleyenlerine de birazcık sabır ve gurur dolu günler diliyorum. Kimse unutmasın. Asker gidecek geri gelecek. Biz de Güzelyalı sahilde bira içmeye devam edeceğiz. Kardeşlerim yolunuz açık olsun. Bir an evvel teskerelerinizle gelin de kaldığımız yerden devam edelim. Dualarımız sizinle panpalarım.

4 Aralık 2011 Pazar

İş Tanımı


Göztepe deplasmanda Galatasaray'la oynarken bile bu kadar baskı yememişti. 17. dakikadan sonra 94. dakikaya kadar kaleci ve defansla ayakta kalabildi Göztepe. Yine aynı yere döneceğim ama teknik direktörün görev tanımı sanırım şu: Takımı maça hazırla, 11'i kur,değişiklik için en az 70 dakika bekle, sonuca göre önce stoper sonra da bek al, zaman kalırsa hücum oyuncusu alırsın ama fazla da tercih etmezsen de olur, sık sık saatine bak bir de maç sonu eksiklerden şikayet et -çünkü bu kadroya biz yeterli dedik-. Herhalde sözleşmesindeki maddelerin bir bölümü böyle. Bu takımın bir A2 takımı neden var? Hocanın bundan haberi var mı? Maça başlarken kulübede golcü yoktu. Ya geriye düşseydik çevirmek için ne yapacağını merak ediyorum.
Son 4 maç 9 puan. Kasımpaşa'dan son dakikada yenilen gol olmasa ve forvetlerimiz biraz daha dikkatli olsa 4'te 4 yapıp  en az 2 sıra daha yukarıda olurduk. Ne olursa olsun 3 puan önemli. Yakalanan seri de çok önemli. Devre arasına kadar en az kayıpla geçersek ikinci yarı için çok daha ümitli olabiliriz. Herşeye rağmen iyi yola girdik ve başlıyoruz artık. Gelmeye başladık haberiniz olsun.