7 Nisan 2012 Cumartesi

Kaldığımız Yerden Devam

Çok uzun bir aradan sonra tekrar sizlerleyim. İşlerim dolayısıyla blogumu çok boşladığımın farkındayım. Artık eski tempoya dönebilirim. Yazacak çok şey var.
Yaklaşık 1,5 ay önce yazdığım son yazıdan bu yana bizim tarafta değişen bazı şeyler var. Futbol takımımız 3 maç üst üste kazanarak play off için umutlandık. Tabi geçen haftaki Elazığ maçıyla beraber bu ihtimal bence kalmadı. Zaten Cihat Hoca'nın hafta içi yaptığı açıklamalar da kulübün artık önümüzdeki senenin hazırlıklarına başladığını gösteriyor. Özellikle futbolculara kalmaları için oynamaları gerektiğini söylemesi, önümüzdeki senenin kadro çalışmalarının da belli bir seviyeye geldiğinin işareti. Yavaş yavaş gidecek ve kalacakların adları gazete sütunlarında yer almaya başladı. Bana göre İlhan, Abdullah, Vedat, Evren, Ali, Bradley, Önder, Halil, Şamil, Hakan kesinlikle takımda kalmalı. Belki Emre, İbrahim bu listeye eklenebilir.  Geriye kalanların kaderleri son haftalarda belli olacak ama bence 27 haftada göstermedikleri performansı bundan sonra göstermeleri de çok zor. Zaten sezonun kinci yarısındaki takviyelerle oluşturulan kadro, aslında bizim sezona başlamamız gereken ve daha sonra takviye edilmesi gereken kadromuzdu. O yüzden bu çekirdek korunarak yapılacak takviyelere yoğunlaşmak gerekiyor.
Hocanın hafta içi söylediklerinden diğer öneml olan konu ise maçlarımızız oynayacağımız stat. Sezon bşında yönetimiz maçlar için tercihini Attürk Stadı'ndan yana kullandı. Bu tercihin tamamen maddi çıkarlarla şekillendiğini düşünüyorum. Hem seyirci kapasitesinin fazla olması hem de reklam panolarının Alsanck'a göre çok olması sezon başında karar verenlerin avuçlarını ovuşturmalarına neden olmuştur ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Kurulan kadroyla ne beklenen kombine satışına ulaşıldı ne de beklenen hasılatlara. Stadın fizikiolarak yetersizlikleri de bu durumda rolü olduğunu söyleyebiliriz. Maçlarımız Alsancak'ta olsaydı eminim ki şimdi ki puanımızdan en az 7-8 puan daha fazla toplardık. Bu sezon Karşıyaka maçları dıında ev sahibi avantıjımızı kullandığımızı söyleyemeyiz. 99 ve 2001 şampiyonlukalrında tribününü direk shaya ve hakemlere etkisini hepimiz hatırlıyoruz herhale. O yüzden bu sene ne yapıpı edip maçlarımızı Alsancak'ta oynamalıyız. Zemini bozuk olabail ama Altınbaş'ın imkanları o stadın zeminin değiştirmek için hayli hayli var. Her sene Altay'ın kirasını ödemeden oynadığı alsancak Stadı'nın kirasını gerekirse peşin verilsin. Taraftarın sadece forma alan insanlar topluluğu olmadığını  gerekirse gol pası veren, gerekirse gol kaçırtan bir gücü olduğunu, Göztepe'nin taraftarıyla bir bütün olduğunu göstermek için önümüzdeki sene çok iyi bir fırsat.
 Sıra hentbolde. Sadece arma için oynayan kardeşlerimiz, arkalarında herhengi bir destek olmadan taraftar ve sporcu bütünleşmesiyle Hentbol 1. Ligi'ne çıktılar. Hentbol takımındaki sporcular da adlarını Efsane kadronun yanına yazdırdılar bence. Özveri, sabır ve en önemlisi de kulüp sevgisi ve arma aşkıyla bunu başardılar. Hepsine bravo. Bu hikaye Avrupa'da olsaydı çoktan ulusal basında haber olmuştu, yapımcılarda film için Hentbol Şubesi'nin kapısını aşındırmaya başlamıştı. Belki de bu zaferi filme onurlandırmak işi bana
düşer.